...varmış


...bir çiftliğim varmış
beş on tane köpeğim
ne zaman gelsem yanlarına
havlayarak hoplaya zıplaya selamlarlarmış beni
beş on tane ördeğim,bir o kadar sülünüm varmış
kurunca rakı masasını
ufaktan yemlermişim onları
beş on tane keçim varmış
gidip yanlarına uzanırmışım
gelip yanağımı yalarlarmış
tabi bir de atlarım varmış
ne bir ahır ne bir kümes yokmuş çiftlikte
köpekler kapı önünde dolaşırmış
keçiler meyva ağaçlarının altını, geniş cimenliği
kuşlar su kenarını mesken tutmuş
atlarım geniş çayırlarda..
belki bir de karım varmış
huzurla göğsünde uyur,
şehvetle koynuna sokulurmuşum
hep çok güzel görünürmüş gözüme
her yerini bilirmişim her yerini severmişim
bazen ben onun dizine uzanırmışım bazen o benim dizime
ben anlatırmışım o dinlermiş
o anlatırmış ben dinlermişim
bende mi daha çok ben var onda mı
onda mı daha çok o var bende mi
karışmış artık
bir ya da iki çocuk yapmışız
ben baba olmuşum çocuklara o anne
hep yanlarında olmuşuz
önlerine çıkmamış, ardına düşmemişiz
çiftlikteki herkes kendi hayatını yaşamış
çiftlikteki herkes kendi hayatını paylaşmış
büyümüş çocuklar ne istediklerini bilerek
ve istedikleri kişiler olmuşlar ne mutlu
uçmuşlar yuvadan yeni yuvalar kurmuşlar
torunlar filan olmuş benim sakallar bembeyaz upuzun olmuş
sallanan bir sandalye edinmişim sallana sallana
ohh diye vermişim son nefesimi..

bir düşü yazmak ne saçma bir işmiş
bir sürü şey eksik kaldı
ve ne kadar yazarsam yazayım tamamlanamayacak
sanki bin sayfalık bir kitap yanmış da yalnız bir iki sayfa kurtarılmış
neyse canım hiç yoktan iyidir.
ya hiç olmasaydı?!?